Din

Nasuh Tövbesi Nedir? Nasıl Tövbesi Nasıl Yapılır, Nasıl Niyet Edilir?

Tövbe; sözlük anlamı olarak “dönmek” demektir. İnsanların günahlarından, kabahatlerinden pişmanlık duyarak Allah’a yakarması, o kötü davranışı bırakmasıdır. 

Nasuh tövbesi de müslümanların Allah’tan af istediği, samimi ve içten yapılan bir tövbedir. Nasuh tövbesi nedir? Nasuh tövbesi nasıl yapılır? Nasuh tövbesi nasıl niyet edilir, Kuranda geçer mi? Tüm merak edilenleri sizler için derledik…

Popüler olaylarla merak edilen bir konu olan nasuh tövbesi, arananlar arasında yer aldı. Tövbe-i Nasuh olarak da bilinen bu tövbe, müslümanların içten ve samimi Allah’tan af istemesidir.

Tövbe  Nedir?

Tövbe, insanların günahlarından, hatalarından pişmanlık duyarak Allah’tan af istemesi ve o kötü alışkanlığı terk etmesidir.  Kişinin günah duygusuyla, kendiyle hesaplaşması ve kendini yenilemelidir. İlahi dinlerde tövbe etmenin ayrı bir önemi vardır. Günahlardan dolayı tövbe etmek farzdır. Günah işleyen kişi vakit geçirmeden tövbe ederek o günahı terk etmelidir.

Nasuh Ne Demek?

Nasuh, “en halis, saf, içten, samimi” anlamında kullanılan sözcüktür. Bu kelime, “söküğü, yırtığı diken, kapatan, hiç bir açık bırakmayan” anlamında da kullanılır.

Nasuh Tövbesi Nedir?

Nasuh tövbesi; kişinin içten, samimi, tüm kalbiyle yaptığı bir tövbedir. Nasuh tövbesi yapan kişi,  hatası karşısında içten pişmanlık duymalı, vicdan azabı hissetmeli ve o hatayı terk etmelidir. Tövbe eden kişi Allah’a samimiyetle, hatta ağlayarak yakarmalıdır.

İbn Abbas’tan  (ra) rivayet olunmuştur;

“ Bir gün peygamberimiz Hazreti Muhammet (sallallahu aleyhi ve sellem) tövbe kapısını anlattı. Hazreti Ömer (r.a):

‘Ey Allah’ın Resulü! Tevbe kapısı nedir?’ diye sordu.

Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), şöyle buyurdu:

-Tevbe kapısı,  mağribin (batı cihetinin) ardındadır. Bu kapının altında inci ve yakutlarla süslenmiş iki kanat vardır.  Kapının bir kanadıyla diğer kanadı arası hızlı bir atlı binicinin kırk senede gidebileceği bir mesafe vardır. Bu kapı Allah Teala’nın mahlukatını yarattığı günden beri açıktır. Güneş battığı yerden doğacağı zamana kadar bu kapı açık kalacaktır. Nasuh tövbesi ile tevbe eden her kişinin tövbesi mutlaka bu kapıdan içeri girer.”

Nasuh Tövbesi Kur’an-ı kerim’de Geçer mi?

Nasuh tövbesi Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde geçer;

“Ey iman edenler! İçtenlikle ve kararlılık içinde Allah’a tövbe edin. Umulur ki rabbiniz kötülüklerinizi örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlerine koyar. O gün Allah, peygamberi ve onunla aynı imanı paylaşanları utandırmaz. Onların nuru önlerinde ve sağ yanlarında ilerleyerek yollarını aydınlatırken şöyle derler:

“Rabbimiz! Nurumuzu artır eksiltme ve bizi bağışla. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter.”

(Tahrim Suresi 8. ayet)

Kur’an-ı Kerim’de geçen bu tövbe “tevbe-i nasuh” ve ya “nasuh tövbesi” olarak bilinir.

Bu nedenle bu tövbeye Kuran-i tövbe de denir. 

Nasuh Tövbesi Niyeti

Tövbe-i Nasuh yapmadan önce kişi işlediği ve pişman olduğu günahı ve geçmişte yaptığı bütün günahlardan pişman olduğunu, mümkün olduğu kadar haram amellerden uzak duracağını niyet ederek belirtmelidir. 

Nasuh Tövbesi Nasıl Yapılır? Nasuh Tövbesi Duası Nedir?

Nasuh tövbesi için sadece dil ile istiğfar etmek yeterli değildir. Hangi günahtan tövbe edilecekse ise niyet edilmeli ve ameller ile dil doğrulanmalıdır. En makbul tövbe, günahtan kesin dönüş yapmak ve Allah’tan (cc) af dilemektir.

Hazreti Ömer, Nasuh tövbesini hakkında şunları söylemiştir:

“”Nasuh tövbe, günahtan tövbe edip o günaha bir daha dönmemek veya dönmek istememektir. Günahtan pişmanlık duymak, günahı terketmek ve bir daha dönmemekle yapılır.”

Tövbe öncesi, sabah akşam istiğfar yapılması tavsiye edilir.

Nasuh Tövbesi Arapça Okunuşu

Nasuh Tövbesi Duası Türkçe Okunuşu

Nasuh tövbesi duasının Türkçe okunuşu şekildedir:

“Allahümme ente Rabbî lâ ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve vâ’dike mes’tetâtü eûzü bike min şerri mâ sanâtü ebû’ü leke bi-nîmetike aleyye ve ebû’ü bizenbî fağfirlî feinnehû lâ yağfıruz-zünûbe illâ ente.”

Nasuh Tövbesi Duası Anlamı

”Allahım sen benim Rabbimsin Senden başka ilâh yoktur Sen beni yarattın.Ben de senin kulunum Gücüm yettiği kadar senin va’din ve ahdin üzerineyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım Senin bana verdiğin ni’metini îtiraf ederim. Günahımı da îtiraf ederim. Beni mağfiret et Çünkü günahları ancak sen bağışlarsın.”

Nasuh Tövbesi Bozulursa Ne Olur?

Tövbe etmenin bazı şartları vardır, bunlar şu şekildedir:

  • İçten ve samimi pişmanlık duymak,tövbe etmek
  • İşlenen günahı terk etmek
  • Bir daha o günahı işlememek.

Bu şartlar altında yapılan Nasuh tövbesinin Allah tarafından kabul olunacağı umulur. 

Nasuh tövbesi eden ve tövbesini bozan kişi, tekrar tövbe etmeli ve o günahı terk etmelidir. Şüphesiz ki Allah (cc) affeden ve bağışlayandır.

Nasuh Tövbesi Fazileti

İşlenen günahlardan pişman olma, günahı terk etme ve tövbe etmenin ilahi dinlerde yeri büyüktür. Tövbe etmenin başlıca faziletleri şunlardır:

“Ey iman edenler! Tövbe-i Nasuh ile Allah’a tövbe edin! Olur ki Rabbiniz, sizin kötülüklerinizi örter ve Allah, peygamberi ve onunla beraber iman edenleri utandırmayacağı bir günde, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlerine koysun.”

Tövbe-i Nasuh olarak da bilinen bu tövbeyi eden kişiyi Allah (cc) altlarında ırmak akan cennete yerleştireceğini vaad etmiştir. 

Bazı din adamları, nasuh tövbesinin kişinin geçmişinde olan günahları temizlediği görüşündedir. Bu nedenle bu tövbe “geçmişteki günahları temizleyen tövbe” olarak da bilinir.

Nasuh Tövbesi Hikayesi / Kıssası

Nasuh tövbesi hakkında mesnevi’den alınan hikaye/kısas şu şekildedir;

Vaktinde Nasuh denen bir adam vardı. Kadınlar hamamında kadın kılığında.Tellallık ederek geçinirdi. Çünki yüzü kadın yüzüne benzerdi.Sesi de kadın sesine.Tüyü süsü yoktu.Fakat çok hırslıydı, kötülükte,hilede pek ileride idi. Yıllarca tellallık etti, hiç kimse onun halinden şüphelenmedi.Sırrını keşfedemedi.

Çarşaf giyerek başını örter, yüzüne peçe takardı. Bu şekilde padişahların kızlarını bile keselerdi. Zaman zaman pişmanlık duyar, tövbe eder, tellallıktan ayrılmak isterdi; fakat kafir nefsi, kadınlara olan tutkusu onun tövbesini engellerdi.

Nasuh bu durumun kötülüğünü bildiği için, bir arifin yanına gitti ve ona:

Dualarında bizi hatırla dedi.

Arif adam, onun gizlediği sırrı öğrendi, fakat ayıpları örten Allah‘ın şefkati gibi öğrendiği, sırrı

açığa vurmadı. Ancak tuhaf tuhaf güldü:

Ey kötü yaratılışlı kişi! Allah sana tövbe nasip etsin dedi.

Nasıf bir gün hamamda tas doldururken padişahın kızının kıymetli bir mücevheri kayboldu.

Hamamın kapısını sıkı sıkı kapadılar;

Herkesin bohçasını, eşyasını aramaya koyuldular. Herkesin eşyası arandı ama mücevher bulunamadı. Bunun üzerine herkesin üzerini aramayı düşündüler.

Birisi:

Genç ihtiyar hamamda kim varsa üstünü başını çıkarsın, diye bağırdı. Sultanın hizmetci kızları herkesi aramaya koyuldu. Nasuh, korkusundan tenha bir yere çekildi. Yüzü korkudan sararmış, dudakları endişeden morarmıştı. Ölümünü gözler önüne getiriyor, yaprak gibi tir tir titriyordu.

Allahım, bir çok kere tövbe ettim, söz verdim; sonra onları bozdum. Ben bana layık olanları işledim. Aranma sırası bana gelirse, eyvahlar olsun, ne belalara muhatap olacağım.

Böyle bir keder, böyle bir gam, düşmana bile olmasın. Merhamet Allah’ım . Ne olurdu

Anam beni doğurmasaydı, yahut aslan beni yeseydi daha iyiydi.

Ne olur Allah’ım, vaktim daraldı. Bir padişahlık et. Bu defada günahımı ört. Ben artık bütün yapılmayacak işlere tövbe ettim. Bu tövbemi kabul et de tövbemi bozmamak için gayret sarf edeyim. Bir daha kusur edersem, tövbemi kabul etme.

Nasuh kendi kendine ağlayıp duruyor,Azraili çok yakında gözünün önünde görüyordu. O kadar cok” Ya rabbi” dedi ki kapı,duvarda da “ya rabbi” demeye başladı.

Nasuh “ya rabbi” diye dua ederken, bir den mücevheri arayanların sesi duyuldu. Bu ses:

Ey Nasuh! herkesi aradık; sen de buraya gel, diyordu. Bu sesi duyunca, Nasuh kendinden geçti. Çatlamış bir duvar gibi yıkılıverdi.

Aklı fikri başından gidince, sırrı da Hakk’a ulaştı. Rahmet denizi coştu. Canı helak eden bu korkudan sonra:

İşte kaybolan mücevher,diye bir ses duyuldu. Gürültüler, naralar, sevinç çığlıkları arasında ‘mücevher bulundu” sesi yükseliyordu.

Kendinden geçen Nasuh tekrar kendine geldi. Gözleri aydınlandı. Gözüne iyi günler, aydın günler göründü. Hakkında kötü düşündükleri için herkes ondan özür diliyordu. Çünkü Nasuh padişahın kızına çok yakın olduğu için herkez “ bu işi o yaptı” diyordu.

Nasuh, padişahın kızının has tellâkı idi. Her sırrını bilirdi. Hatta onlar iki ayrı bedende bir ruh gibi idiler.

Sultana ondan daha yakın yoktu. Mücevherleri çalsa o çalmıştır. diye düşünülmüştü.

Nasuh onlara dedi ki:

Bu bana Allah’ın lütfu. Yoksa ben sizin sandığınızdan daha beter birisiyim. Benden ne diye helallik diliyorsunuz ki, çünkü ben insanların en günahkarıyım.

Sonra birisi geldi, Nasuh’a dedi ki;

Padişahımızın kızı iltifat buyuruyor, seni çağırıyor. Kendisini senin yıkamanı istiyor.

Nasuh:

Git git. Elimişten kaldı! Nasuh şimdi hastalandı.

Koş, acele başkasını ara! Vallahi, ben artık çalışamam, dedi

.Kendi kendisine “ Günah başımdan aştı, gönlümden o korku, o yanlış, o acı nasıl gider. Gerçekten öyle bir tövbe ettim ki tövbemi artık bozamam “diyordu.

(Mesnevi’den)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu