NASA’YA KABUL EDİLEN TÜRK BETÜL KACAR

Astrobiyoloji dalında öğretim üyesi olan Prof. Dr. Betül Kacar. NASA’nın yeni kurulan ve evrende yaşam izlerini arayacak olan ekibe kabul edildi. Bu büyük başarının sahibi Betül Kacar kimdir? Betül Kacar nerelidir? Merak edilenler yazımızda…

Betül Kacar Güzel Haberi Duyurdu

Astrobiyoloji, moleküler biyoloji ve evrim alanlarında çalışmalarını sürdüren Türk bilim insanı Betül Kacar, Twitter hesabından NASA’nın evrendeki yaşam izlerini araştırmak için kurduğu ekibe kabul edildiğini duyurdu.

Astrobiyoloji dalında Arizona üniversitesi profesörlerinden Betül Kacar, NASA’nın yeni kurulan ve evrende yaşam izlerini arayacak olan ekibe kabul edildi. Kacar bu güzel haberi Twitter hesabından şu şekilde duyurdu:

“Güzel bir haber. Kelimelere dökmekte zorlanıyorum, ama şöyle: Evrende yaşamın izlerini araştırmak için oluşturulan yeni bir NASA ekibine kabul edilmişim. Bu seneye ufak bir sağlık sorunu ile başladım, ilaç gibi geldi bu haber sabah sabah. Her şeyin başı sağlık diyerek bitireyim.”

Betül Kacar Kimdir?

Bu güzel haberle göğsümüzü kabartan Betül Kaçar, İnsanlar tarafından merak edilmeye başladı. Peki Betül Kacar Kimdir?

Marmara Üniversitesi’nde kimya bölümü mezun olan Betül Kacar, sonrasında Howard Hughes Medical Institute’a müracaat etti. Betül Kacar burada biyomoleküler kimya doktorasını bitirdi.

20 yaşında Parkinson ve Alzheimer üzerine doktora çalışmasına başlayan Betül Kacar, 2010 yılında Atlanta’daki Emory Üniversitesi’nde doktora derecesi aldı.

Evrimin moleküler mekanizmalarına yönelik anlayışımızla ilgilenen Betül Kaçar, doktora çalışmalarına NASA’da devam etti.

2012 senesinde Harvard Üniversitesi’ne katılan Kacar, burada Organizma ve Evrimsel Biyoloji Departmanı’nda görev yaptı.

Betül Kacar’ın ayrıca,Tokyo Teknoloji Enstitüsü Earth-Life Science Institute’ta doçent unvanı vardır.

Türk bilim insanı Betül Kacar , 2017 yılında beri Arizona Üniversitesi Astronomi ve Moleküler Hücre Biyolojisi alanında çalışmalarını sürdürüyor.

Betül Kacar Nereli?

Betül kacar, İstanbul doğumlu olup aslen Giresun bulancaklı. Betül Kacar yaptığı bir söyleşide kendini “gözü kara” biri olarak tanımlıyor. Yine, ailesinde lise mezunu tek kadın olmadığını ve babasının da ilkokul 2’ye kadar okuyabildiğini belirtiyor.

Betül Kacar bir anısında, 3. sınıfta okurken babasının onu karşısına alıp, artık ödevlerinde yardım edemeyeceğini söylediğini, çünkü babasının ilkokul 2. sınıfta okulu bıraktığını söylüyor. Ancak, Kacar’ın babası eğitim konusunda kızını sonuna kadar destekleyen ve onu korkusuz yetiştiren örnek bir baba olmuştur.

Betül Kacar Kendini şöyle anlatıyor:

“ İstanbul doğumluyum.Ailem Giresun bulancaklı. Çocukluğum Giresun Bulancak’ta geçti.Üniversitede Marmara Üniversitesi Kimya Bölümü’ne girdim. Kimya bölümü okumak istemediğim bir bölümdü fakat bir şekilde denk geldi diyelim. Ama ne ile karşılaşırsam daha pozitif bir şekilde, hayatımda bunu nasıl bir fırsata dönüştürebilirim diye düşünerek yaşamaya çalışıyorum. Genelde yapım böyledir, o zamanlarda böyleydi. Her zaman durumun en kötüsü olsa bile, bazı şeyleri kendiniz kontrol edebiliyorsunuz.

“Türkiye’de Kimya bölümünde okurken, Türkiye’de uluslararası konferanslar çok fazla oluyordu. Konferanslarda gönüllü olarak çalışmaya başladım ve proteinlere, moleküllere aşık oldum, gerçekten çok etkilendim. Bilim insanlarının bir odada bilim hakkında konuşması, günlerce kendilerini kapatıp bir hastalığı çözmeye çalışması ya da aslında hayatımızı ne kadar etkileyen o çok küçük olguları algılamaya çalışmaları beni çok etkilemişti.

Türkiye’de 20 yaşında üniversiteden mezun oldum ve tek başıma Amerika’ya göç ettim. 20 yaşında direk Parkinson ve Alzheimer üzerine doktora çalışmama başladım. Doktoraya erken yaşta başladım, çünkü çok okumak istediğim için okula erken yaşta başlamıştım.

Parkinson ve Alzheimer üzerine doktora yaptım.

O dönem evrim konusuna biraz merak saldım, çok fazla tartışmalı bir konuydu. Ne oluyor, bunun mekanizması nedir diye çalışırken, astrobiyolojiyi ve NASA her ne kadar uzayı, diğer gezegenlerin oluşumunu ve diğer yıldız sistemlerini anlamaya çalışan bir kurum olsa da biyolojik çalışmalara da yatırım yaptığını öğrendim. Ve NASA’ya bir proje ile başvurdum, başvurum kabul aldı. Bu şekilde NASA Astrobiyoloji Enstitüsü’nde çalışmaya başladım. Yaklaşık 4-5 sene NASA’da çalıştım, şu an Harvard Üniversitesi’nde öğretim görevlisiyim. En son olarak Arizona Üniversitesi’nde Astrobiyoloji Profesörlüğü teklifi aldım. Hikayem çok çalışma üzerine kurulu.”